YORULUNCA HAYATTAN
 
Bazen yorulursunuz; ne gökyüzü eski maviliğini sunar, ne güneş hep olduğu gibi sıcaktır…

Bilemezsiniz yorulan siz misiniz dünya mı?

Gösterdiğiniz tüm çabalar, kazandığınız başarılar ya da elinizde kalan başarısızlıklar bom boş görünür gözünüze. Gecenin bir yarısında uyanınca da olabilir bu; sabaha karşı beşte de…

Ne için çabaladığınızı bile unutursunuz ya da neye karşın…

Bir kovuk bulup içine girmek isterseniz; adınızı da söylemesin kimseler; çağırmasınlar sizi…

İşte o zaman dönüp bakın kendinize : Bu durumun iki nedeni olabilir : Ya bugüne kadar öylesine yaşamışsınızdır; hedefleriniz için çaba göstermeden ya da hayatın sundukları ile yetinerek ve bunun birden farkına varmışsınızdır ki bu apayrı bir konu.

Ya da bugüne kadar elde ettiğiniz her güzellik her başarı için çabalamışsınızdır. Kimseler bilmese de kendinize ait dünyanızda küçük de olsa dünyanız büyük işlere imza atıp istediğiniz gibi yaşamışsınızdır. İşte bu ikinci gruptaki güzel insanlarım da yorulur bazen; ya da sorgular değdi mi diye? İşte o zaman durunuz bir düşününüz çabalamasaydınız ne olurdu? Bugün size küçük gelen başarılarınız olmasaydı hayatınız nasıl olurdu?

Bu sorgulamayı yaparken isterseniz kendinize has bir kovuğun içine de saklanabilirsiniz; mesela işten izin alıp evde oturursunuz; ya da günlerce yürürsünüz bunları sorgulayarak.



Bence bu ikinci gruptaki çabalamayı seven insanların yeni bir ekin dönemi gelmiştir. Yeni bir aşama yeniden değişme dönemi. Çalışmaya kazanmaya alışan ruh sıkılmıştır mücadelesiz hayattan. Yeni bir hedef zamanı gelmiştir ki türü ne olursa olsun. Çünkü kişisel gelişim dur durak bilmez ki. Bir kez yola çıkıp da kendiniz ruhunuzu güzelleştirmenin keyfine vardınız mı illaki de devam edeceksiniz. Zenginleşmeyi seçmiş ruha durmak zor ve sıkıcı gelir.

Hatta bu ruh acılarını bile çalışarak; kaliteli yaşayarak atlatmayı öğrenmiştir artık . Çünkü bilir ki acılara ağlarken kaybedeceği zamanın getireceği eksi koşullar kendini daha kötü hissettirecektir.

Ama önce kovukta kalmak lazım biraz . Nadasa çekilen topraklar gibi.

Sonra hedefi seçip ki bu defa çok değişik olabilir yola koyulmak lazım.

Mesela yıllardır hep çalıştığınız için okuyamadığınız kitaplardır bu hedef; ya da seyredemediğiniz filmlerin peşinden koşmaktır ucuz kopyalar şeklinde olsa da…

Y a da hep yazarım; biraz değiştirmektir hayat tarzını ; dinlediğiniz radyoyu , sürekli kullandığınız yolu; çünkü bazen oturduğumuz evin arka sokağını bile bilemiyoruz ne güzellikler barındırıyor…

Siz kendinizi böyle zorlayınca ruh da peşinizden gelecektir inanınız ve bir bakacaksınız ki çalışkan siz yine sizi bulmuştur…

Görüyorsunuz sadece çalışmak ya da sıkıcı rutin değil gelişen ruh; aksine farklı güzelliklerin peşinden koşmak; dünyayı farklı gözlerle görmektir.

Her sabah robot gibi işe giderken simit alıp çay ile yiyivermek değil de; bir sabah erken uyanıp o simiti alıp eve gelip çoluğun çocuğunla bölüşmektir belki de….



Bugüne kadar çabalamayanlar mı? Onlarında bu yazıdan alacağı çok ders yok mu sizce?


 

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image