KARDA YÜRÜMEK; AĞLARKEN BİLE GÜLÜMSEMEK......

 

 

 

 

 

Sabah  pıt  pıt  sesleri  ile  uyandım.  Evde  dolandım  nereden  su  damlıyor  diye.  Yok  ama  ses  devam.  Taşralıyım  ya  ben; meğerse  kar  lapaları  camlara  vuruyormuş.  Bembeyaz  olmuş  ortalık  güzel  güzel  ama;    kar  yüzünden  yarın  sabah   için  bilet  satın  aldığım  Antalya  seferi  iptal .  Bu  gece   yarısı  içinde  değişiklik  yapıldı.  Gitmek  zorundayım;  çünkü  yarın  iki ,  çarşamba  günü   bir  sınavım  var.  Yüksek  lisans  öğrencisiyim  ya  ben.  İstatistikten  bütünlemeye  kaldım;  yok  yok  hoca  bıraktı  beni.    Öğrenci   kalmaz  biliyorsunuz;  hoca  bırakır :)

Yüksek  lisansıma  devam  etmek  istiyorum;   sırf  bu  niyetim  yüzünden  tam  istihdam  teklif  edilen  çok  iyi  bir  iş  fırsatına  nazlandım.  Mümkün  olursa  tabi.  İstanbul  bembeyaz.  Sabah  kan  vermek  için  aile  hekimliğine  gittim;   kan  kuryesi  çalışmıyormuş.  Kan  Kuryesi  adı  benden  tabi  ki. Biz  de  yürüyerek   Sait  Çiftçi  Semt  Hastanesine  gittik.  Resmi  hastalar içinmiş  sadece;   emekliyim  ya  ben…

 

Dönüşte  yürümek  istedim  ve  her  zamanki  gibi  kayboldum.  Panik  içinde  gözyaşlarım  akarken;  yüzüme  lapa  lapa  kar  vurmakta  idi……yollar   çatılar  bembeyaz.  Sanki  ruhumun  derinliğine  işlemek  ister  gibi  idi  kar….. Aklıma  karla  ilgili  şarkılar  geldi  yıllar  içinde  dinlediğim.  Küçük  Kız  Ayça’  dan  mesela.  (  sizin  için  aşağıda)

Sonra  yine  başka  bir  kar  şarkısı  için  Anais  ile  sohbetimizi   hatırladım   sosyal  medyada.

Zaman  ne  çabuk  geçiyor.  Alışmaya  başladım  İstanbul’  a  hatta  sevmeye.  Hatta  emeklilik  fikrine  bile.  Ne  çok  yorulmuşum,  ne  çok  hırs  yapmışım;  uzaktan  bakınca  anlıyor  insan.  Ne  basit   şeyleri  hırs  yapabiliyoruz.  Yazık  değil  mi  bize?

Bazen  hiç  olmak  da  güzel. Kaldı  ki  bütün  kutsal  öğretiler;   hiç  olmadan  yolunu  bulamayacağını  söylemez  mi?

Hiç olmak;   kabullenebilmek.  Lapa   lapa  kar  altında  gözyaşların  akarken  yolunu  sorduğun  lojistik kamyon  şoförünün  yürümeye  cesaretine   şaşmasına gülümsemek…… 

Tüm  etiketlerinden  sıyrılmış  sadece  insan  olmak  ve  sıfırdan  başlayabilmeyi  göze  almak…..

Hiçlikten  ne  doğuracağım  kim bilir……Nasılsa  şu  anda  kendime  yarattığım  çalışma  odamda  (ki  bahçeye  bakıyor)   ağaçlarda  kar,   demlenmiş  çayımın  kokusu  içinde  yazmaktayım;  sıcak  evimde……  Genç  adam  okula  gitti……

Ve  yürürken  önüme  çıkan   dimdik  merdivenlerin    güzelliğinin  farkına  varmak  her  şeye  rağmen;  merdivenlerin  tam  bittiği  noktada  tepede  başlayan  sokağın  adının  YONCA olduğunu  görmek.

 

Bir  de  şu  sınavları  atlatsam.

Haftaya  da  üniversite  finalleri  var.

Başka  bir  kentte  ;   zor  denilen  bir  kentte,  yaşamaya  alışmaya  başlamak;  hatta  sevmeye  bile…..

 

Olur  mu  ki  zamanla……hiçten  yeni  ben  doğurmak…….

 

18.1.2016    11.24

AYÇA  VE   ELMA  ŞEKERLERİ   KAR  YAĞIYOR

 

 

                              

 

 

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image