BİZ VE O İŞ KADINI...

Sabah  biraz  geç  bir  saat  ……Fırtına  sonrası  Antalya  güneşi  yeniden…..O  yukarıda  uyumakta,  Fıstık  sabah  yürüyüşü  sonrası  bahçede  uzanmış  kendini  güneşin  ışınlarına  bırakmış.  Güneşle  sevişen  biri  daha  var:  Kaplumbağa  akvaryumu  içindeki  minik  kayasının  üstünde  kafa  dışarıda  güneşleniyor…..Ben  elimde  bir  armut  yerken,  üstümde  Emoş’  un  hediye  ettiği  kısa  paçalı  kot;  üstümde  oğluma ait  pembe  bir  tişört,  yine  onun  üstünde  muhtemelen  yine  oğlum  için  alıp  el  koyduğum  kapüşonlu  bir  kalın  fermuarlı  giyecek  buralardayım.  Kahvaltı  için  oğlumu  beklemekteyim.  Kulağımda  en  kocaman  küpelerimden  Bilal’  in  hediyesi;  elimde  yine  kocaman  bir  firuze  yüzük  Necla  Annemin  hediyesi;  boynumda  kolyem.  Sabah bunları  özellikle  taktım…. Ev  hele  benim  odam  darman  duman.  Bütün  giysilerim  ya  yerde  ya  da  yatağımın  üzerinde. Dağınık  yatak  odalarından  nefret  ettiğim  için  günlerdir  kanepede  uyuyorum. Tüm  o  takıları  özellikle  taktım  sabah;  çünkü  yazar  Yonca  takılarını  özledi,  yatağını  özledi;  güneşlenmeyi  özledi…..Çamaşır  yıkamayı  bile  özledim  ki  ikinci  tur  yıkanıyor….

Biz;  yazar,  anne,  kitap  okuyan,  dalga  geçmeyi  seven,  çingeneler  kraliçesi,  bilgisayar  oyunları  oynayan  YONCA’  LAR  aşağıda  fotoğrafı  görülen  kadından  şikayetçiyiz.  O  KADIN;  O  İŞ  KADINI  EĞİTİMCİ  KADIN  yani  bir  diğer  YONCA  hani  şu  fotoğraflarda  gördüğünüz  siyah  etek  ceketli;  kolunda  altın  saati;  kulağında  pırlanta  küpeleri,  ve  elinin  orta  parmağında  yer  alan  pırlanta  yüzüklü  O  İŞKADINI  YONCA;  bize  eziyet  ediyor.  Biz  ne  mi  istiyoruz:  Anne  Yonca  oğluna  elli bir  çeşit  yemek  yapıp  onunla  PİS  YEDİLİ   izlemek  istiyor,  sadece  akşamları  değil  tüm  gün;  ve  bilgisayar  oyunu  oynarken yanında  olmak  arada kendisi de  Yugi  Oh  oynamak  istiyor……  Yazar  Yonca  bir  sürü  yazı  yazmak  ve  başucunda  biriken  kitaplarını  okumak  istiyor  sabahlara  kadar  ;  günde  yarım saat  değil….  Bir  diğer  Yonca  kendini  güneşin  altına  atıp  Fıstık  ile  dalga  geçmek  istiyor….  Kokoş  Yonca  öyle  iş  kıyafetine  uygun  saatler,  küpeler  değil  de  kocaman  altın  küpelerini  takıp  dansa  gitmek  istiyor….

Ama  o  fotoğrafta  görülen  eğitimci  kadın;  ANTALYA  SERBEST  BÖLGE  İŞ  SAĞLIĞI  VE  GÜVENLİĞİ  EĞİTİMLERİ  için  günlerdir   çalışıyor.  Hedefi  ASBİAD projesi  kapsamında  mümkün  olduğunca  çok  işçiye  kendilerini  korumaları  için  eğitim  vermek.  Aslında  o  kadın  da  bir  başka  deli…..yıllardır  düşündüğü  şeymiş  bu.  Bizden  ANNE,  YAZAR,  ÇILGIN,  AZİZE  OYNAYAN,  KIŞ  GÜNÜ  GÜNEŞE  YATAN,  FISTIK  İLE  DOLAŞAN  VE  DE  YETİŞTİRDİĞİ  ÇİÇEKLERİN  FOTOĞRAFLARI  ÜSTÜNE  AŞK  ŞİİRLERİ  YAZAN    TÜM  YONCALAR  ‘  DAN  GİZLİ  NE  ARADA  DÜŞÜNDÜ  BUNLARI…..  SİNSİ  SİNSİ  ÇALIŞTI……Neymiş  Kant  felsefesi  varmış;  ödev  ahlakına  inanırmış;  SCH.  Çalışmayıp da  ne  yapacağız  dermiş….. Çalışmak  her  derdin  ilacı  imiş…..diyor  O  YONCA….

Neyse  ki  cumartesi  oldu;  biz  diğer  Yoncalar  yürüyüş  yaptık,  çamaşırları  yıkadık,  kaplumbağayı  seyrettik  ve  anne  Yonca  oğlunun  giysileri  ile  oğlunu  bekliyor….uzuuun  bir  kahvaltı  için…..Bugün  dansa  bile  gitmeyi  düşünüyor……………………..Kulağında  kocaman  üç  renk  halka  küpeleri……salonda  güneşin  altında  keyifle  kayalarında  dolaşan  kaplumbağanın  gürültüleri…..

Günaydın  hayat  ve  …………………………

09.02.2013  10.13

ANTALYA/  YONCA..

 

Eğitim  için  ayrıntılı  bilgi için:      İŞ  HEKİMİM  

 

 

                                                                                        

 

 

 

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image