MOR TOPLANTILAR VE GÜZEL YOLCULARIMIZ

 

İkinci gün oturumlarının mekanı MORDOĞAN; Karaburun’ a 20 km mesafede.
Sabah kahvaltı ederken konuşmaları duyunca ulaşım konusunda; araba ile gideceğimizi zamanı bize uyan üç kişi alabileceğimizi belirttim. Karşı masada kahvaltı etmekte olan genç kadın bizimle gelebileceğini söyleyince de ‘Oğlum sizi beğenirse olur ‘ dedim. Ve GÜLGEZ ile böyle tanıştık.
Mordoğan yolunda arabamıza iki genç kadın daha aldık ve devam ama tabi ki konuşarak.
Devletçilik, liberalizm, sosyal devlet, aile hekimliği……
d Öğleden sonra hepimiz   feminist politikaları toparlayacak olan oturuma katılmayı düşünüyorduk. O arada ben Gülgez ve diğerlerine bir gün önceki giriş başlığım içinde geçen MOR renginin nedenini de söyledim. O başlıkta yer alan MOR renk hakimiyeti 
Mordoğan ‘da yapılacak MOR toplantıya bir selam idi.
 İkinci gün izlediğim ilk oturum Süavi AYDIN   yürütücülüğünde ‘Milliyetçilik, Muhafazakarlık, Siyasal İslam ‘ idi.
Aklıma takılanlar: Çağla KUBİLAY’ ın ‘Yeniden din ‘ demesi; din hep vardı ki diye düşündüm. AKP ve Müslümanlık üzerine politika yapanlar DİNİ META HALİNE GETİRDİLER.
Ve çevre konusunda konuşan Hakan   REYHAN ‘ın Nurettin TOPÇU kitabından söz ederken Türkiye’ de TOPRAK REFORMU olmayışına değinmesi. Kalktım ve söyledim:  ‘Türkiye’ de Eecvit döneminde TOPRAK REFORMU Güneydoğu bölgesinde yapıldı; başarısız oldu; ECEVİT bile unuttu.’ Bu arada çevre konuşulurken , toplantı salonlarında bile ortalığa atılmış plastik bardak ve şişelerden, kağıt mendil paketlerinden ve yollardaki sigara izmaritlerinden biz SOLDA DURDUĞUNU söyleyenlerin de ÇEVRE DUYARLILIĞI ORTADA…..
 
Öğleden sonra ise    ‘’80 Sonrası Sermayenin Yeniden Yapılanması Sürecine Feminist Gözle Bakmak’’    başlıklı oturumların ilki    ‘İş Yaşamı, Sağlık ve Eğitim Alanında Yeniden Yapılanmalar ve Kadınlar Üzerinde Etkileri’ idi.
Melda Yaman ÖZTÜRK, Nuray ERGÜNEŞ ve Nurcan ÖZKAPLAN 2000-2001 krizi sonrası sağlık, iş yaşamı, eğitim alanında yaşanan dönüşümün cinsiyetçi açıdan analizini incelediler.  Bu oturumd a ve farklı oturumlarda sık sık geçen Patriyarkalizm sözcüğüne göz atarken tesadüfen yakaladığım bir Murat BELGE yazısından buraya bölüm almadan geçemeyeceğim. 
 
‘’Örneğin, devletin 'kendine karşı' suçları affetmesinin, ama bireylere karşı işlenmiş suçlara karışmamasının daha doğru bir ilke olduğu söyleniyor. Söyleniyor da, ne oluyor? Popülizm hükmünü icra ettiği için, popülizme göre 'kahhar' olan da, 'rahman' olan da, sadece devlet olabileceği için, tam da, olmaması gereken yapılıyor - en azından, yapılmak istenen bu.
Düşüncenin de, ifadesinin de, otorite merciinden yüz bulmadığı Türkiye'de, toplumun siyasi bakımdan kendi bilincine varması fıkra düzeyinde gerçekleşir. Bu durumun da fıkrası vardır. Genç kadın, bir süre önce ırzına geçen herifin ortalarda salındığını görüp dehşete düşer ve sorar: "Bu herif niye serbest?" "Af çıktı, ondan" derler. "Kim affetti?" "Devlet." "Yahu" der kadın, "Bu herif beni mi ......, devleti mi .......?"
Şimdi biz gene bunları tartışaduracağız; bir yandan da iş olacağına varacak. Toplumda suçu ve cezayı gene popülizm belirleyecek. 'Kaza ve kader kurbanları' gibi, hiçbir anlamı olmayan, sırılsıklam popülist klişeler, politikacılarımızın o güzel söylemlerini süsleyecek.
‘’
 
Bu arada Ece KOCABIÇAK ‘ Yeni Dönem Sanayileşme Stratejileri ile   Ev İçi   dım.Yeniden Üretim İlişkisi’ başlıklı sunumunda ‘Kürt İlleri ‘ terimin kullandı. Türkiye’ de bilmediğimiz bir bölünme mi yaşandı? Tam olarak ne demek istedi; sordum ama bir cevap alamadım ne yazık ki…
Öğleden sonra sunulan oturumların en iyisi ise bence: Demet Özmen YILMAZ VE Nihan Ciğerci ULUKAN tarafından sunulan idi. Bu çalışma ev işlerinde çalışan göçmen kadın işçilerin sorunları gibi özel ve önemli bir konuyu çok dinamik;   izlenebilir ve uyumlu sundular.
Petra HOLZER tarafından sunulmaya çalışılan ‘Tuzla Tersanelerinin Görünmeyen Hamalları : Kadınlar’ oldukça önemli ve güncel bir konu ama çok havada kaldı ve basit geçiştirildi.
Ancak öğleden sonranın bu MORRENKLİ   oturumlar grubu yine de keyifli; öğretici ve faydalı idi.
 
Ve Cuma günü Konuşmalarında Orhan MİROĞLU ‘ nu dinledim bir de…ama yorumsuz.
 
Mordoğan sonrası yine deniz ve yemek keyfi yaptık…..güzelim KARABURUN havasında….
Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image