BÖLÜNÜRSEK, KARABİBERLİ TARHANA VE KARIŞIK AKLIM

 

Bayramın ikinci günü sırtım güneşte; okumaya dalmışken gazetemi yavaş yavaş çekildi güneş ve ürpertti hava…..
Bu ürperti de aklıma, gönlüme şu an ocakta kaynamakta olan tarhana çorbasını düşürdü açıkçası…. Şöyle tereyağlı , sarımsaklı ve bugün bir deneme olarak top karabiberli; nane de var tabi ki…..
Bir yandan hazırlarken çorbamı;elim sarımsak kokmasın diye eldivenli; bir yandan da düşünmekte idim okuduğum yazıları ve haberleri….
Aslında bir tür terapi gibi kullanmakta idim yemek yapmayı…..
Cumhuriyet gazetesi yazarı Oral ÇALIŞLAR’ ın satırları var idi aklımda en son.
Irak, Türkiye ve ABD üçgeni konusunda yazdıkları. Ve bundan sonra ne   olacağına dair soruları. Genelde çok hoşlanarak okumam Çalışlar’ ı ben;   neden bilmiyorum ama hani şöyle alıp da hevesle okuduğum kalemlerden değildir. Ama bugün günlerdir kafamda dolaşan soruları yazmış sanki….Tabi Hikmet ÇETİNKAYA’ nın da bugünkü yazısını   göz ardı etmemek lazım….
O bölgede doğan; o bölgeyi çocukluğundan ve babasının anlattıklarından bilen ve hala SİVEREKLİ olduğunu gururla söyleyen bir insan olarak aklıma takılıyor tabi ki konular.
Hoş son zamanlarda zaten sorgulama içindeyim; özellikle ÇANAKKALE ziyaretimden sonra.
Sorgulama ise kendime ait; sonra paylaşırız.
Kesinlikle hepimizin unuttuğu bir gerçek var: Biz o savaşı;  omuz omuza kazandık; biz bu topraklarda barış içinde yaşadık. Ve ne yazık ki yapılan hataların sebebi ve sahibi   bugün kanları dökülen çocuklarımız değil politikacılarımızın yanlış tutumu; popülist yaklaşımlarıdır. İşte burada Oral Çalışlar  çok yakın yazmış fikirlerime; yeni yaklaşımlar bulmak zorundayız. Gündelik olmayan;   akılcı, kalıcı ve demokratik yaklaşımlar….
Ve de popülizmden uzak….
Ama bu yapılırken de doğru ortak paydayı kullanmalıyız. Ve bu ortak payda da din, dil, ırk ayırmayan   ANADOLU topraklarında asla dinsel bir yaklaşım olamaz. Buradaki ortak paydamız kesinlikle   ANADOLU’ nun köklü geçmişi; uygarlığı   ve ortak ülkümüz gelecek arayışımız olmalıdır. Hepimiz oturup düşünmeliyiz ;  bölünürsek parça parça ne kadar güçlü olabiliriz ki?
Ve burada ne olursa olsun mecliste yemin etmiş vekillerimize çok iş düşüyor.
 
Şimdi ben, aklına bu sorular   mutfakta karabiberli tarhana çorbası pişirmeyi denerken gelen sıradan bir kadın olarak kocaman vekillerimize akıl verecek değilim. Onlar yapmaları gerekip de, yapmadıklarının farkındadırlar. Bir kere   terörü   savunan insanların barışa bir katkısı olamaz… Bu ülkede suçsuz bebeklerin KÜRT- TÜRK ayırt edilmeden katledilmesi unutulmadı daha…
Bir kere sen ben değil, biz diyeceğiz… Çaresi yok…….
Hikmet ÇETİNKAYA demiş ki: ‘Türk ve Kürt sosyalistlerin, aydınların,   emekçilerin oturup düşünmeleri gerekir.’
 
Şimdi hayatımı çalışarak kazandığıma göre; çalışmaya hep inandığıma göre emekçi sayılabilirim; okumaya; anlamaya çalışan bir kadınım;  siyasi görüşüm hiç önemli değil. Ancak  gerek geçmişim gerek aldığım kültür ve kökenim nedeni ile kendimi gerçek bir ANADOLU çocuğu kabul ediyorum ve TÜRK-KÜRT ekseninin ya da bileşiminin gerçek bir  karışımı ve uzlaşı noktası olduğumu düşünüyorum. Çünkü bu ülkenin çok değişik yerlerinde bulundum; gözlemledim. Yurt dışında bazen turist olarak bazen de resmi olarak gurur duyarak ülkemi temsil ettim.
Kendime göre hizmet ettim; aslımı inkar etmedim, ve bu topraklarda yaşayan bizlerin özgürce tartışabileceği bir CUMHURİYET yaratan ATA’ ma ve atalarıma nankörlük etmedim.
Ayrıca ırkı ve geçmişi bir tarafa bıraksak bile ; ay yıldızımı görünce kalbim atıyorsa; Çanakkale’ de ağlıyorsam ben…….
Cevap burada…..
Yoksa siz bu topraklarda yaşarken; ortak geçmişimiz varken, Milli Takım sahaya çıkınca yenilsin diye mi dua ediyorsunuz?
 
Aslında boş verin beni ya ; ben işte kendi halinde tarhana çorbası pişirirken düşündüm bunları…….. Ama bu defa top karabiberli   denedim……
Ve özgürce pişirirken çorbamı; şunu bir kez daha yazmalıyım: O savaşlar olmasa ve geçmişimizde ATATÜRK olmasa; bir Türkiye Cumhuriyeti olmasa biz bugün bırakın bunları tartışmayı; biz bile değildik; kim bilir   hepimiz hangi kimlik içinde idik?
Bilmem siz de bunun farkında mısınız büyük, büyük adamlarım; yoksa size de tarhana çorbası mı yaptıralım?
 
 
 
Yorumlar
1 
Sayfa (1/1)
AH BENCİL POLİTİKALAR Abdullah Uçar 2010-05-13 11:37:08
Hocam sizde çok iyi bilirsinizki sevgi ve saygı farklı şeylerdir.hepimiz için aynıdır diye düşünüyorum.Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama saygılı olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.Keşke ezelden beri kürtlere ve varlığına saygı duyulsaydı sevilmeseydide olurdu belki. Ama bu savaş olmasaydı diye düşünüyorum. Bölme korkusuyla mecliste oturmaktansa dolma sarmak bu memleket için daha hayırlı ve iyi olduğunu düşünüyorum.sevgilerr
1 
Sayfa (1/1)
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image