Geri Ana Sayfa İleri
Ana Sayfa İletişim Site Haritası
KIYAMET

Hiç de  yazmayı  düşünmüyordum   konu  hakkında  ancak  o  kadar  çok  kişi  ne  düşündüğümü  sordu  ki.  Aslında  yıllardır  yazdığım  tüm  yazılarda ( çoğu  kitaplarımda  yer  almakta)  anlattım  ben  sizi  size.   Ruhumuzu,  gideceğimiz  yolun  seçimini kocaman  bir  bütünün  parçası  olduğumuzu. 

Ömrüm  boyunca  hiç doğru  düzgün  meditasyon  yapmadım;   bana  göre  en  doğru  meditasyon  olan  namazı  da  kılmadım. Hep  başladım  yarım  kaldım.  Ama  rehberim  olan  bir  soru  var  idi:  ‘’Peygamberin  gelip  evinin  başköşesine  otursa  bugüne  kadar  devam  ettiğin  hayata  devam edebilir  mi  idin?’’ Cevabım ‘ evet’  idi  ve  öyle  olması  için de o  günden  sonra  daha  çok gayret  ettim.  Niçin  evet:  Çalmadım,  çırpmadım  kimseye  bilerek  zarar  vermedim  hasara  uğratmadım. Bilmeden  hatalarımız  olmuştur,  hani  dediğim  gibi:  ‘ İnsanım  insana yakışan ne  varsa bana  yakışır’ Ancak  bilinçli olarak  harama  el  uzatmadım; kimsenin malına  mülküne  koltuğuna  tamahta  bulunmadım  kıskanmadım;  dedikodu  yapmadım. Zararım  olduysa  en  çok  kendime  oldu.

Bu  soruya  cevabım  yine  evet  idi, çünkü  gerçekten  inanıyorsanız   nasıl  yaşıyorsanız  Yaradan  sizi  zaten  görüyordur  yani  siz  kimi  kandırıyorsunuz  ki  evde  yalnızken  yaptıklarınızı  ya  da  gönlünüzden  geçenleri  saklayabileceğinizi  sanıyorsunuz.

Açıkçası  ne  Hindu  dinine  göre,  ne  Budizme  göre  hatta  kabul  ettiğim  kendi  dinime  göre de ibadet  yapmadım.  Kendime  göre  ritüellerim  var  ama;  sabahları  camlarımı  ezana  açmak (1) , geceleri  ruhumla  baş başa  kalıp  da  yanlışım  varsa  O  nu  tokatlamak,  paganlardan  günümüze  okumak,  okumak  ve  din kavramını  anlamaya  çalışmak.  Bedenimi  çalıştırmak  ve  hep  dediğim  gibi  dans etmek,  çiçek ekmek,  sokaktan  hayvan  almak… En  önemlisi  bunları  yaparken  düşünmeden  yapmak.  Hani  iki  yapayım  da,  Rahman i  Rahim  beni  sevsin  babında  değil.  Düşünmeden  yapmak,   pazarlıksız.

Kaldı  ki  isyan etmişliğimiz  de oldu. (2)

Acıyı  kabul  edip   boyun bükmüşlüğümüz  de… (3)

Bugün  dönüp  baktığımda  bir  kıyamettir  gidiyor.  Hiç  bir  kaynağa  başvurmadan  içimden  geldiği  gibi  yazmaktayım  yine.  Önce yazayım sonra  kaynak  okurum.

Bir  gün  öleceğiniz  bugün  mü  aklınıza  geldi  de  ruhlarınız  kurtarmaya  giriştiniz;  yoksa  siz  her  gece  Aziz Alim’ im bugün  işlediğim günah  varsa  affeyle  diye  yatağa  girenlerden  değil  misiniz?

Öleceğiniz  bugün  mü  aklınıza  geldi  de  ölen  çocukları  düşünmediniz? (4)

Öleceğiniz  bugün mü  aklınıza  geldi  de  her  sabah  ey  Hamid i  Halim  şükürler  olsun  verdiğin  nimetlere  diyenlerden  değil siniz?

Maya  takvimine  göre  kıyamet diyorsunuz da;  KAÇINIZ  MAYA  DEVRİNDE  YAŞADI  DA  o gelenek  göreneklere  göre  KIYAMET  ne demek  biliyorsunuz?  O takvimi  yazan  kişi  acaba KIYAMET  KELİMESİNDE  ne  buluyordu  ne  anlıyordu ;  yazarken  yanı  başında  imiydiniz?

Hadi diyelim  doğru,  ey  bre  kendini bilmezler  kul  olabilemezler ;  hala  öğrenemediniz mi  nasıl  seslenirseniz:  YARADAN, HASİB, KABİD, MALİK ÜL  MÜLK, MÜHEYMİN  ya  da  bazılarının deyimi  ile  DOĞA  veya  BÜTÜNÜMÜZ  karşısındaki  güçsüzlüğünüzü?

MALİK ÜL  MÜLK  değilsiniz  ki  bunu  da yazdım ben  size. (6)

Bir de  ŞİRİNCE’ ye  kaçanlar  var;  sevdiklerini  geride  bırakıp.  Çiçeklerimi,  evimi ,  köpeğimi  bırakıp  kaçacağıma  hele  ki  sevdiklerimi;  ÖLELİM  HEP  BERABER;  varsa  da  öyle  bir  şans  tek  biletlik  yer  isterim  ama  kendime  değil……ki  o  zaten  TERMODİNAMİK  ile  uğraşıyor  bugünlerde.   Kitabımızın  dediğini    yapıyor:  Hiç  ölmeyecekmiş  gibi  çalışıyor;  yarın  ölecekmiş  gibi  temiz  namuslu  kalmaya  çalışıyor.

Ey  insancıklarım,  dünyada  kıyamet  koptu  ve  devam  ediyor  zaten.  Farkında  değil  misiniz?  Bu  savaşlar,  bu  sevgisizlik,  bu  kan  öfke  barut;  bu yalan dolan;  bu  mala  mülke  tamah  ama  çalışarak  değil  çalarak  çırparak;  bu  hakka tecavüzler…..

Boşuna  mı  dedik  MEZOPOTAMYA  PRENSESİ  o  yıkılan kadim  uygarlıklar  için  selam  duruşunda….kıyamet  çoktan  koptu  da  ruhlarınız  satıldı…..dönün  de  kendi kıyametinize  bakın  her ruhunuz  için.;  kendinize  gelmek  için.(5)

Ben  mi ?   Korkmuyorum,  korksam   da  çarem  yok  biliyorum.  Oturdum  her  zaman  ki  gibi  ruhumla  baş başa  beynime   elime  gelenleri  yazıyorum.  Yıllardır  yaptığım  gibi….kendimi  AŞKA  ATMIŞIM  gidiyorum….

Kaldı  ki  değişimlerin  olacağını  bazı  handanlıkların  yıkılacağını  da  yazdık. (7)

Ve  sonra  yeniden  kurulacağını (8)

MÜBDİ  MUSSAVİR  ‘  im  bana  ne yol  çizdiyse  boynum  kıldan  ince;  CENNETİNE  DE  KURBAN CEHENNEMİNE  DE…..  TEVVAB  tır  biliyorum.

Bu  sabah  da  düşünmeden  yazdığım  gibi  SONUCA  DEĞİL  YOLA  AŞIĞIZ….

ZAHİR  odur ki  ZULCELAL-İ  VEL İKRAM  bu  ölümlü  bedenlerimiz  değildir.  Yoluna  düştüğümüz  AŞKTIR;  besleyebildiysek  yoluna  koyduğumuz  baştır;  ve  de  dahi VARİS  ‘  indir  ki  ruhlarımız  dönün de  KENDİ  KIYAMETİNİZE  BAKIN……YENİDEN  YARATILMAYA  ÇALIŞIN….

Mücadele  değil  aslolan  TESLİM  OLMAKTIR  Kİ….

20.12.2012   15.10

 

RAKAMSAL  EKLEMELER:

 

(1) Ve bir kez daha hatırlamak yaşanan zor seneleri; günahın köşesinden dönme gücü veren sabah seslerini……..hayata dair ne varsa……

 

Erken sabaha uyanmak; ya da hiç uyumamak; kaçırmamak için güneşin sana doğuşunu yarına belki de geçemeyeceğini bilsen de sonsuza;  bilgiye inanmak sence…….ve sana en başta insana inanmak ; yorgun bir sabahında……

YAŞAMA  DAİR  DENEMELER  Yonca  AYAS

 

(2)  Yanmak zorundayım

Ateşler dağların tepelerinde

Ama aydınlatmak için

Değil de……

Dağlamak için parmak uçlarımı

Yolu bulamasınlar diye…..

Aha da kitap

Cevabı neresinde?

Aha da ışık

Var mı?????

Soruyorum

Binlerce yıl daha yakılmayı göze alarak

Paganların cenaze ilahileri eşliğinde…….

20 Nisan 2011    07.15  Bir önceki gecenin aleviyle…..

MEZOPOTAMYA  PRENSESİ  11   Şiirler…..

(3) Ben O’ na bile dayandım; payıma bu düşmüştü sessizce aldım kenara koydum……….

Baktım ki bu defa ne delirdim; ne günahın yollarına gitmeyi denedim…….

Sadece ağladım;    ağladım ,ağladım…..

 

Mezarlıkta yeni bir mezarın etrafını taşlarla çevirip de; ruhumun derinliklerinde Mehmet Hoca’ nın okuduğu duaların mırıltısı;   tek başıma yürürken başımdan mor fularım kaymış ; önce süzülmeye başladı yaşlarım  sonra oturdum hayrat için yapılmış bir çeşme taşına başladım ağlamaya…….. Tam orada içimden isyan çığlıkları geliyordu; kafamı duvarlara vurmak; acımı unutmak için bağırmak; GÜNAHIN SINIRLARINI ZORLAMAK;

AŞKA  DAİR  DENEMELER  Yonca  AYAS

 

(4) Kan dehşet

Kıyım

Suretimiz paramparça

Sizin eseriniz

Ben sizden geçtim

Yeni bir yol seçtim

Rengimin renk ahenginde….

 

Geçtim ben gidiyorum

Topladım ceylanlarımı

Göç ediyorum

MEZOPOTAMYA  PRENSESİ  11 ŞİİRLER…

 

(5)

Ta ki kişisel aşktan dünya aşkına  ve ebedi aşka geçmeyi başarana kadar.

Ne demiş özünde tüm kitaplar: Kendimize ve İlahi bize ulaşmak istiyorsak önce insanı sevip affetmeyi bileceğiz……

Durun ama daha Mevlana gibi olamadım; hala var küçük zaaflarım…..

Umudum mu o çokkk…

KİŞİSEL BAŞARI SİTESİ;  23  Ekim 2007

YAŞAMA  DAİR  DENEMELER  YONCA  AYAS

(6) Ne diyorduk? Sonsuz sahip olma duygusu………

 

Neye ya da kime ne kadar sahip olabiliriz ki? Sadece kendimiz dışında. Kaldı ki kendimize bile  sahipliğimiz  tartışmalı değil mi? Bedenimizin ne gelişine karar verdik; ne  şekline ya da gözlerimizin rengine…. Ve ne de gideceği zamanı biliriz…..

 

O zaman aslında hiçbir  nesneye ya da insana sahip değiliz;   sadece yan yana durmayı ya da yolculuk etmeyi  deniyoruz…..

 

Gelip  geçici elimize  verilen şu dünyadan geldik geçiyoruz….

YAŞAMA  DAİR  DENEMELER  YONCA  AYAS

(7)

Altın sütunlu yolda yürümekteyim

Ellerimde  ışık

Sütunlar ben geçtikçe

Yıkılmakta bir  bir

Bitmekte bir ulu hanedanlık............

 

Gece de bir artık gündüz  de

Ufuk çizgisi kendini yok eylemekte

MEZOPOTAMYA  PRENSESİ  11  Şiirler

(8)

Altın  tozları  kanatlı  sandaletlerim de  o  büyük

Hanedanlığın

Çağlar  boyu  yürüdü  benimle

Şimdi  yeniden  kurmak için  sütunlarını

O sütunların  elmas  kakmalı

Altın  başlıklarını…..

YÜRÜYÜN  izimden altını  izleyerek

O  hanedanlığın  yüceliğinde

Gülümseyerek….

Saçlarım şimdi  eski  zamanların tellerine  takılmakta

Ve  kavmimin  ikinci  altın çağı  başlamakta…….

05.09.2012    08.57

 

 

Yorumlar
1 
Sayfa (1/1)
kıyamet yazısı Nermin 2012-12-22 19:27:32
"Maya takvimine göre kıyamet diyorsunuz da; KAÇINIZ MAYA DEVRİNDE YAŞADI DA o gelenek göreneklere göre KIYAMET ne demek biliyorsunuz? O takvimi yazan kişi acaba KIYAMET KELİMESİNDE ne buluyordu ne anlıyordu ; yazarken yanı başında imiydiniz? Yazının en çarpıcı paragrafı bence bu. Tespit mükemmel. Bir yazım hatası: "...yanı başında imiydiniz?" değil, "yanı başında mıydınız?" ya da "yanı başında mı idiniz?" olmalıydı, sevgiler, Nermin
1 
Sayfa (1/1)
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image