YEŞİL GÖZLERE DAİR

 

YEŞİL GÖZLERİMİ ALDIĞIM ADAMA
 
Orada öylece oturuyordum; denizden esen rüzgar saçlarımı   dağıtırken ; gözyaşlarım akmamak için direniyordu.
Karşımdaki siyaha giysili adama baktım ve hiçbir erkek beni bu kadar incitmedi dedim……
Bu defa bağrıma saplanan bıçak bambaşka ; bu acı bambaşka…………..
Küçükken ellerim üşüyünce senin ceplerine sokardım; ben gözlerimin rengini senden aldım; yıldızlı gecelerde başımı senin göğsüne dayayıp uyurdum……..
Ve sen hayatımın en acı günlerimden birinde kapına sığınmışken beni ittin…….
Ben öfkeli olabilirdim;   hayata kırgın olabilirdim;   gözyaşlarımı hırçınlığımın arkasına saklamış olabilirdim……
Büyümüş sandığın küçücük yüreğim sana duyduğu ihtiyacı yanlış anlatmış olabilirdi; ama ben yaralı bir kuş idim…….
Hırçın ama yaralı……..
Ben o anda belki de şımarık bir çocuk olmak istemiş idim…….yaramazlık yapıyordum belki de kendimce…….
Çünkü gidecek hiçbir yerim yoktu……
Herkes kocaman bir kadın olduğumu düşünüyordu; bense küçük bir kız gibi şımarmak istiyordum…….
Beni   ittin……..
Beni koruyan değil; yaramazlıklarıma gülüp geçen değil;   bozkır topraklarının sıcaklığı ile saran değildi gösterdiğin yüzün……
Beni ittin…….
Sen de bana çok akıllı kocaman bir kadınmışım gibi davrandın aklımı acıdan yitirdiğim günlerde;   acımı hafife aldın, yaralarımı sarmak yerine kanattın.
Beni korumalıydın; yaramazlıklarıma büyük kadın pozlarıma gözlerini kapamalıydın; ya da cezamı sonraya saklamalıydın…..
Ben küçücük dikenlerim  ile seni ve kendimi yaralarken ; belki de kanayan yüreğimi daha da zedelerken;
Zırhlarımın arkasına saklanmaya çalışıp da yaralarımı vahşi hayvanlar gibi bir başıma yalarken…….
Beni koruyan, bozkır topraklarının çatlamış topraklarına su verircesine cömert yüreğini açmalıydın; ben küçücüktüm debeleniyordum; sen eşitin saydın çok şiddetli   hırpaladın…….Bana karşı ağa oldun; ağa baba olamadın…….ben küçücüktüm; darbelerin olan sözlerin İSTANBUL SOKAKLARINDA kanattı beni; incitti………………..Aklımı başımdan alan acımı iki kat etti……
Yapamadın  ağa baba olamadın……..Anadolu’dan almış olman gereken büyüklüğü, tevazuyu hoşgörüyü gösteremedin…..
Ellerim üşümüştü yine ama ceplerin uzak; karanlık çok karanlık korkuyorum ama ışığın soluk; seninle aynı renk gözlerimden yaşlar boşluğa aktı kucağına değil……..
 
Kanıyorum   kanıyorum……..
Çeşitli bıçakları vardır bu hayatın çeşitli bıçakları……
 
Sen en keskinini bana sapladın……………………………………………………………………………………………………………..
Ağa  babam olamadın…………..
 
Ama bu da geçer; acı diner; güneş doğar; ellerim ısınır ne yazık ki SENSİZ………
26.05.2010
Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image