YAŞARKEN

YAŞARKEN

 

Bir başka türlü yaşarız hepimiz…

Acıları   karşılayışımız; kahkahaları atışımız bir başkadır.

Ama öyle ya da böyle bir gün gelip bakarız ki   hayat gelip geçmiş işte…

Dedim ki bugün  bir dönüp bakayım ben nasıl yaşamışım.  Daha doğrusu bu  yazının çıkışı dün oğlum ile konuşurken oldu. Ona yaşlılığımda hastalanacak olursam 24 saat tepemde durmasına gerek olmadığını  hayatını yaşamasını istediğimi söylerken.  ‘Çünkü ‘ dedim  

‘Annen çok güzel yaşadı; hep  istediği yöne gitti ‘

Ve  şimdi ,  işte bunları paylaşmak istiyorum sizlerle de:

 

Altımdaki araba ile herkes dalga geçerken  on yıl önce zorlanarak ve taksitle ilk bilgisayar alışımı;  o külüstür arabamı hala kullandığımı ve arkasında EMİR yazdığını; arabama ise ‘Beyaz Kuş’ diye seslendiğimi.,.

Bir yaz günü  büyük sayılabilecek bir  havuzda yunus balıkları ile dans eder gibi yüzdüğümü;

Yamaç paraşütü ile tam atlayacakken bir arı tarafından sokulup alerjik şoka uğramamak için acile koşuşumu.

Atina da Acropol tepesinde,  yıllar önce  Yunan Gençleri 60’ ların müziğini ateş çevresinde çalıp söylerken orada olduğumu;  yıllar önce yine  Batum ‘da zamanın Acara Devlet Başkanı  Abashidze’ nin yanında şeref konuğu olarak oturduktan  24 saat sonra Antalya kıyılarında  liseli gençler ile köpek öldüren içtiğimi…

 

O meşhur arabamı üç gün önce sanayiye  götürdüğümde,  tamircinin  çırağı olmadığı için dev kriko ile araba içinde beni havalara kaldırıp da frene o seslendikçe  hava verdiğimi  ama ağzım yüreğimde olarak…

 

Gencecik bir üniversite öğrencisi iken  Antalya’ nın sayılı  ahşap gulet  teknelerinden birinde animatörlük yaptığımı;  ve en son  çalışma koşullarını görmek için işçilerin;  yeni yapılan bir teknenin altına  sürünerek üç gün önce girdiğimi…

 

Ama bunları yaşarken de  bu dünyada  çok küçük olduğumu, ancak insan olmanın getirdiği önemi;  çalışmaya ve beynimi geliştirmeye mecbur olduğumu;  oğlumu ve işimi mutlaka saygı ve sevgi ile sahiplenmem gerektiğini; tüm bu özgürlükleri bana çok çalışmanın sağladığını  hiç unutmadım ben. Bugün size seslenebilmeyi bile yıllar önce zorla aldığım  o bilgisayarın başında geçirdiğim saatlere borçlu olduğumu  mesela hiç unutmadım ben…

 

Hiç unutmadım özgürlüğün  hayatını mahvedercesine  başı boş yaşamak;  ya da serserilik etmek değil de  ruhumda ve beynimde duymam  gereken bambaşka bir olgu olduğunu. Sevgisizlik  ve saygısızlığın özgürlük demek olmadığını  hiç unutmadım.

 

Ve şunu öğrendim :

HER ŞEYİN BİR BEDELİ VARDIR; UMARIM HEPİMİZ DOĞRU BEDELLERİ  DOĞRU  KARARLAR  İÇİN  ÖDEMEYİ SEÇERİZ..

 

İşte  böyle geçiyor hayat bizim  buralarda ;   ya sizin oralarda?

 

YONCA

 

 Eklenme Tarihi : 10 Şubat 2007
Okunma : 1557 KİŞİSEL BAŞARI
 

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image