YAŞAMIN KIYISINDAN KARTPOSTALLAR

Yaşamın Kıyısından  Kartpostallar.Kaç gündür dilime ve zihnime takılan bir  cümle mi desem 

sözcük dizini mi desem. Zaman zaman böyle bir dizin takılıverirdi aklıma ancak   son günlerde sıklığı arttı.Belki de –umarım yanılmıyorum da- duyduğum okuduğum bir film adı sıklaştırdı son günlerde.Peki ama neyi düşündürüyor bana bu dizilmiş sözcükler.

Kendimizi ne zaman yaşamın kıyısında hissederiz;  ne  zaman o kıyının kartpostalları düşer aklımıza ;daha doğrusu  o kıyıda tüm hayatımızın kartpostalları.Ölüm anı; yeni bir canlının  doğum  anı;girilmek üzere olan  bir ameliyat kapısı;  evliliğin eşiği; ya     da boşanmanın getirdiği dağınıklık ve şaşkınlık içinde :  N e zaman yaşamın kıyısında hissederiz kendimizi?

Hissetmek bir yana neresidir yaşamın kıyısı dediğimiz o yer?

Bir bitiş anı mı dır?

Yeni bir başlangıç mı dır?

Önemli kararların eşiği midir?

Terk ediş  midir  ?(Kendini bile)

Yeni bir merhaba mı dır?

Neresidir  yaşamın kıyısı dediğimiz yer?

 

Neler getirir bizi yaşamın kıyısına  ?

Büyük hüzünler mi?

İnanılmaz coşkular mı?

Düşünülemez kayıplar mı?

Ulaşılan   kazançlar mı?

Kahreden terk edilişler  mi?

Yeniden başlatan sevdalar mı?

Neler getirir bizi  yaşamın kıyısına?

 

Ya seçmek istediğimiz kartpostallar hangileridir?

Yaşamımızın tüm kartpostallarına sahip miyiz ki  beynimizde?

Babamızdaki  yarımız olan spermi,annemizde ki  diğer yarımız yumurtayı;anne karnımızda ki tüm aşamaları, ilk  popo tokadını yiyip ağlayışımızı ve ilk en güvenli yerimiz anne karnından koparılıp alınmayı   nasıl koyacağız kartpostalların başına.

Hadi bunlar bilemediklerimiz; ya bildiklerimiz  ?

Kendimizi  o kıyıda      düşünürken   içimizde saklı kalan belki  kendimizin bile  yıllardır dokunmadığı bir takım kartpostallar  ne olacak ? Onları dizebilecek miyiz kıyıda kendi ayaklarımızın dibine ? Kah ağlamayı; kah  korkmayı; kah  gülmeyi; yeniden yeniden  göze alabilecek miyiz?

Utanmadan bakabileceğimiz kartpostallar mı onlar  ; insanlık adına  ,doğruluk adına  ve sevgi adına ne dersiniz ?

 Yaşamın Kıyısında  Kartpostallar  ı irdelerken daha neresi ve ne olduğuna bile karar  verememişken   bakın nerelere geldik?Yaşamın kıyısı buralar olmasın?

Kim bilir belki de Gömbeli Ziynet Teyzenin  dantelinin pembesinde saklı  duran  üç tane çocuğunun ölümüdür yaşamın kıyısı.  

Ağlayan bir çocuğun  burnunu silmektir  belki de çocuk denince aklıma  horoz şekeri düşmesidir  yaşamın kıyısı. (bu düşünce ile bu yaşta elma şekeri alıp yemektir)

Belki de sabah yürüyüşü esnasında gördüğüm mini minnacık siyah beyaz köpek kadar ;bir arabanın üstüne aslan yatışı ile yerleşmiş  kocaman siyah  sokak köpeğinin   beni görünce

istifini bile bozmamasıdır   yaşamın kıyısı. (arada bir verdiğim yemeklerin bu konuya etkisini bilemem)

Aslında yaşamın kıyısı dönüp kendinize baktığınız  ve ister yavaş yavaş   ister bir anda kendinizi tanıdığınız ve her şeye rağmen sevdiğiniz   O  ANDIR bence   .

Her şeye rağmen bu kahrolası dünyanın yaşanmaya değer güzellikte olduğunu  ve  sırası gelince bir gün terk etmenin çok zor olacağını anladığımız andır.

Elimizde ki bir kadeh sütün tadına vardığımız andır.

Yaşamın kıyısı tam    BU ANDIR  ;TAM YAŞADIĞIMIZ AN.

 

   12  TEMMUZ  2000 /  EKSPRES

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image