NİHAYET GÖÇEBE RUHUM YAYLALARDA (16 TEMMUZ 2000 PAZAR)


8 Temmuz Cumartesi günü cep telefonumla ulaşanlara verdiğim cevap şuydu: ‘Hayatımın en iştahlı yemeklerinden birini yiyorum;uzun süredir bu kadar çok ekmek yememiştim, hele pilavın yanında hiç.’ Pilav ile salata mı çok güzeldi yoksa havanın meltemi mi etkilemişti orası karışık.

 

Saatler 13.00 e yakın mekan ise toplam 17 masası olan ( 3 kata yayılmış) mini bir restoran.Her taraftan gelen su sesleri ise içinize huzur veriyor. Lokantanın ait olduğu yer ise GÖMBE.

 

Nereleri tanıyoruz, nereleri biliyoruz da bizim olan bu şirin belde hakkında ki bilgimiz nedir? Nasıl gidilir,nerede kalınır,niçin gidilir,neresidir?

 

Gömbe Akdeniz ve Ege bölgesinin ortak bir yaylası olarak Antalya il sınırları içinde yer alıyor.Antalya’ya 170; Kaş’a 70; Kalkan’a 50 ;Fethiye’te 100 kilometre imiş.Fethiye ile arsında Akdağ var. Antalya’dan giderken Korkuteli, Elmalı ,Akçay güzergahını izliyorsunuz.Arabanız ile gitmek için yollar son derece uygun ancak benim gibi ne gerek

var arabaya diyorsanız Elmalı Tur araçları neredeyse sizi evinizden alıp evinize bırakıyormuş.Bırakıyormuş diyorum çünkü bu cumartesiye kadar ben de bilmiyordum.

Uzun süredir deniz dışı değişik bir gün geçirmek hem de göçebe ruhumun fırtınalarını dindirmek ayrıca da tek başıma Antalya’dan kaçmak için ne yapabilirim derken yaylalar düştü aklıma. Kulaktan dolma bilgilerle Gömbe’yi;yaklaşık uzaklığını gidiş şeklini öğrendim.

Ve insanlarla yakın olmayı sevdiğim için ayrıca toplu taşıma aracı sohbetlerinde gelişen olaylar hakkında en iyi yorumları alıp gözlem yapabildiğim için arabayı terk ettim.Arabanın getirdiği kopukluğu sevmiyorum.

 

Böylece bin bir acemilikle binilen dolmuşla Gömbe yoluna çıkıyorsunuz. Bir müddet sonra camlardan esen rüzgar artık sizi yakmıyor serinletiyor, bırakın kitap okumayı gevşeyip tatlı bir rehavete giriyorsunuz. İçinizi yakan tek şey teypten gelen ve dertsiz bir insana bile dünya yıkılmış hissi verebilecek müzik oluyor.

İlk mola yerinde iniyorsunuz buz gibi bir hava ve musluğa dayadığınız ağzınıza gelen buz gibi bir su.Elmalı’ya kadar olan 1.250.000 liralar toplanıyor.

 

Korkuteli girişinde pembe güller,fıskıyeli havuzun çevresindeki beyaz çiçekler karşılıyor sizi.Orada kısa bir moladan sonra yola devam.Sabah 8.30 Antalya –Gömbe arabasını kaçırdım diye üzülmeyiniz çünkü yolda yakalayıp geçiyorsunuz ve Elmalı’da yine o arabaya biniyorsunuz.

Elmalı ise tertemiz caddesi ve rengarenk çiçekleri ile karşılıyor sizi girişte.Oto gar da yine öyle tertemiz ve işte Anadolu’ya has insan güzellikleri başladı bile. Telefonla konuşurken sizi bekleyen otobüs,ekmeği ünlü ve ucuz fırının önünde durup ekmek almalar ki ben de simit alıp yedim çok lezzetli idi.Eline verilen sucuklu tostu gözleri parlayarak büyük bir iştahla yiyen yayla çocukları ; bir tarafınızda sararmış tarlalar ,bir tarafınızda yemyeşil ağaç kaplı alanlar;ve giderek okşarcasına esen hava. Ah bu otobüste de son moda kapri pantolonlu kızlar ve havalı güneş gözlüğü takmış genç çocuklar mevcuttu tabi ki. Hep deriz ya biz müthiş bir mozaiğiz diye.Üstelik bir çoğumuzun deniz olmayan yerlerin daha tutucu olduğuna dair inancı da paramparça olabilir, bu yolculuklar sırasında çünkü insanımız nedendir bilinmez daha bir hoşgörülü ve rahatlamış geldi bana.

 

İnanmıyorum Gömbe’ye bile gelemeden bitti yazım için planlanan alanın çoğu peki ama ben size Gömbe’yi, oradaki sohbetleri, yolda tanıştığım Ziynet Teyzeyi , sohbet ettiğim Gömbeli kadınların tepsi ekmeğini (ekmek mi pasta mı anlamadım ya) ve de daha milyonlarca güzelliği, Gömbe’nin kurulan barajını (ödenekler yüzünden 18 yıldır bitemeyen Elmalı Ovasını sulayacak olan Çayboğazı Barajı ) nasıl anlatacağım?

Bu durumda tek çözüm var aklıma başka bir şeyler takılmaz sa eğer haftaya devam etmek.

 

Ama oralarda iki defasında da leyleği havada gördüğümü yazmadan duramam.Ya da dönüş yolunda esen rüzgar altında dört kişilik boş yere uzanıp uyuduğumu.

 

Evet Gömbe ; ben bu cumartesiye kadar Amerika’ya nasıl gidebileceğimi biliyordum ama Gömbe’ye hayır bilmiyordum ya sizler?

 

Tüm Akdeniz,tüm Türkiye bizim ve ben her karış toprağımızda yaşayanları ayrımsız(din,dil ,ırk cinsiyet,zengin,fakir ,işçi ,köylü,ağa,esnaf ,okumuş,cahil gözetmeden) çok seviyorum ve onlarla omuz omuza gelince çok mutlu oluyorum.

 

Hadi kalkın güneşin altından arada bir de dolaşın; kentinizde bile belki bilmediğiniz çok yerler,farklı hayatlar vardır. Onlar sizi biliyor,ya siz onları???????

 

Saygılarımla.

Dr. Yonca AYAS.

 

16 TEMMUZ 2000 PAZAR / MİLLİYET AKDENİZ

GÜNÜN DEVAMI

 

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image