NASIL YAŞAMALI Kİ?

NASIL  YAŞAMALI Kİ?

 

Hayatı   nasıl yaşamalı ki ? Şöyle ucundan kenarından mı alsak biraz; yoksa doyasıya kucaklasak mı? Hani ağzımız yanar diye acısından kaçsak mı; yoksa acının üstüne tatlı daha hoş gelebilir diyerek  huzura giden yolda acılara  sarılsak mı?

‘Nasıl yapıyorsun’ diye sordu bana arkadaşım; ‘nasıl başarıyorsun da  en kötü gününde bile giyimine kuşamına dikkat ediyorsun; internete  girip yazılarını yazıyorsun, mesajlarını takip ediyorsun? Hiç dökülmüyorsun, hiç kendini bırakmıyorsun?’  Bunu diyince yıllar önce yazdığım show must go on; (perde açılmalı ) başlıklı yazım geldi aklıma.

Hayatı bırakmak mı? Perde açıldıkça, ben bu sahnede  rol aldıkça bırakmaya hakkım yok ki…

Aynaya bakınca kendimi beğenmeliyim ya da beğenmesem bile beğenecek hale gelmeliyim;  yürümeye devam etmeliyim; devam etmeliyim saçlarıma renkli çiçekler takmaya ve kızılına kına ile kavuşmaya… Devam etmeliyim okumaya yazmaya; ojemin rengini  kıyafetime uydurmaya;  sezon sonunda gelecek sezon için alışveriş yapmaya.

Devam etmeliyim yeni yemekler uydurmaya; yemekleri yaksam da tencereleri atmamaya; ve devam etmeliyim kahkahalar atmaya…

Çünkü bu benim hayatım; ucundan,  kenarından  yaşarsam; acıyı  ruhumda yoğurup da bal yapmazsam  başkasının değil kendi hayatımı yaşayamam. Benimse bu hayat acısı da benim; tatlısı da;  zenginlik de benim fakirlik de… Aşk da benim aşk bitince acısı ile sarhoş olup  kafamı vurduğum duvarlar da…

 

Hayatı yaşayamadım ki hiç ucundan kenarından; hiç rol yapamadım ki,  severken  hiç ağırdan satamadım ki kalbimi; hep serdim sevdiğimin ayaklarının dibine aşk budur diye ; anlamayınca sevdiğim kalbimi yine de ezdirmedim ki yüreğimi o basmak için ayağını kaldırmışken ben çoktan  alıp gitmiştim kendimi…

Ben istemeden kimse  basamaz yüreğime ;  istersem bastırırım  istediğim sürece bastırırım; karşılıksız bastırırım  ki  gönül bahçelerime ; toplayıp gitmek istediğimde  bırakmaktan korkacağım karşılıklar olmaSIN.

Bir ben bir beynim bir yüreğim,  kendimi fıçılarda da saklarım; atlas döşeklerde elmaslar da takarım… ama en güzeli  gitmek istersem eğer  olur da kırılırsa yüreğim ve de toplarsam bir gayret ; ne atlaslar dolanabilir ayağıma ne  mücevherler  bağlayabilir ellerimi; ne de …

 

Ve ben bir deniz kenarında uzanmış sahilde küçük bir kulübede ekmeği tuza banarım ; yeni sevda bulamazsam   kitaplarımda okuduğum aşklarıma ağlarım…

 

11.4 2007  BLOGCU YAZILARIMDAN

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image